Patron mühendisi odasına çağırdı. Ona, fabrikasındaki kaynaklı imalat sonrasında kaynak çekmesine uğrayan ve geometrik olarak çarpılan parçaların düzeltilmesinde kullanılmak üzere 250 ton kapasiteli bir hidrolik pres tasarlaması ve imalatını da takip etmesi talimatını verdi.
Mühendis, önce presin çelik sac konstrüksiyon gövdesini, beton ankrajlarını, sonra da yağ hidroliği devre elemanlarını tasarladı. Fabrikanın mekanik imalat yapılan atölyesindeki görevlilerle birlikte çalışılarak, pres inşa edildi, deneme çalışmaları tamamlandı. Sonunda, patron presin çalışmasını görmek için, atölyenin presin olduğu kısmına geldi. Pres çalıştırıldı, görevini yaptığı gösterildi. Patronun yüzünde güller açtı. Milyonlarca liraya hazır olarak satın alınabilecek bir tezgah, fabrika imkanlarıyla, kısmen hurda malzemeler kullanılarak neredeyse bedavaya gelmişti.
Kalabalığın içindeki patronun mavi gözleri, kalabalıktan uzakta durmakta olan mühendisi aradı, buldu. Sağ elinin işaret parmağını mühendise uzatıp oynatarak yanına gelmesini işaret etti. Mühendis herkesin içinde, bu şekilde çağrılmayı uygun görmese de, kendisinden yaklaşık otuz yaş büyük birisinin talimatına uyarak yanına yöneldi. İçinden; ”herhalde teşekkür edecek” diye geçirdi.
Patron, mühendisin kulağına doğru eğildi, işaret parmağı ile hidrolik silindirin ucundaki yağ damlasını göstererek, şöyle söyledi:
– Sızıntı var!